Finansal dünyanın karanlık köşelerinde, yatırımcıların en korktuğu kelimelerden biri olan “Ponzi Şeması” terimi, çoğu zaman büyük kayıplar ve hayal kırıklıklarıyla anılır. Bu terim, yüzyıllardır finansal piyasaların gölgesinde, hem gizemini hem de tehlikeli etkisini korumaktadır. Peki, nedir bu Ponzi Şeması ve neden bu kadar önemlidir? Bu makalede, Ponzi Şeması’nın temel prensiplerini, onu diğer finansal dolandırıcılık türlerinden ayıran özelliklerini ve toplumdaki genel etkilerini ele alacağız. Bu, sadece bir finansal terimden çok daha fazlasını ifade eden, derin bir hikayenin başlangıcıdır.
Ponzi Şeması Nedir?
Ponzi şeması, yüksek getiri vaadiyle yatırımcıları cezbetmeyi amaçlayan, ancak bu getirileri önceki yatırımcılardan toplanan sermaye ile ödeyen bir dolandırıcılık türüdür. Bu sistem, yeni yatırımcılar eklendikçe ve onların sermayeleri önceki yatırımcılara “kâr” olarak dağıtıldıkça işler. Ancak yeni yatırımcı akışı durduğunda veya yeterli sayıda yeni sermaye çekilemediğinde, sistem çöker ve çoğu yatırımcı parasını kaybeder.
Ponzi şemasının temelinde sürdürülebilir olmayan bir geri ödeme yapısı bulunur. Başlangıçta yüksek getiriler, gerçekten karlı bir yatırım imajı yaratarak daha fazla kişiyi çekmeyi amaçlar. Ancak, şema temelde kendi içindeki kaynaklarla değil, sürekli dış finansmanla büyümeye dayalı olduğundan, sonuçta bir noktada çöküş kaçınılmazdır.
Bu tür şemalar genellikle yatırım, hisse senedi veya diğer finansal araçlar adı altında gizlenir ve yatırımcıları kandırmak için çeşitli stratejiler kullanır. Şema yeterince büyük bir hızla büyüyemezse veya yatırımcılar paralarını geri çekmeye başlarsa, Ponzi şeması genellikle çöker ve birçok insan parasını kaybeder. Charles Ponzi’nin 1920’lerde gerçekleştirdiği ve bu tür dolandırıcılığa adını veren olay, en bilinen örneklerden biridir.
Ponzi Şemasının Hayat Döngüsü
Ponzi şemasının hayat döngüsü, genellikle dört aşamadan oluşur: Başlangıç, Büyüme, Zirve ve Çöküş. Bu döngü, şemanın nasıl başladığını, geliştiğini ve sonunda neden çöktüğünü açıklar.
- Başlangıç (Kurulum): Bu aşamada, dolandırıcı (veya dolandırıcılar) yüksek getiri vaatleriyle potansiyel yatırımcıları cezbeder. Bu vaatler genellikle gerçekçi olmayan derecede yüksek getiriler üzerine kuruludur ve genellikle riskin çok düşük olduğu iddia edilir. Yatırımcılar, bu olağanüstü fırsattan yararlanmak için sermaye yatırımı yaparlar.
- Büyüme (İşleyiş): Yeni yatırımcılar sisteme katıldıkça, Ponzi şeması büyümeye başlar. Başlangıçta yatırım yapanlara yüksek getiriler ödenir, ancak bu getiriler gerçekten yatırım karından değil, yeni yatırımcıların sermayelerinden karşılanır. Bu erken başarı hikayeleri, daha fazla yatırımcının dikkatini çeker ve şemaya katılmalarını sağlar.
- Zirve (Kırılganlık): Bu noktada, Ponzi şeması en aktif ve görünür hale gelir. Ancak, bu aşamada şema, sürdürülebilir olmaktan çok uzaktır. Yeni yatırımcı akışı azalmaya başladığında veya mevcut yatırımcılar yatırımlarını çekmek istediklerinde, şemanın gerçek doğası açığa çıkar. Şemanın devam edebilmesi için sürekli yeni sermayeye ihtiyaç vardır.
- Çöküş (Çökme): Son aşamada, yeni yatırımcılar bulunamadığında veya çok fazla yatırımcı aynı anda paralarını geri çekmek istediğinde, Ponzi şeması çöker. Bu noktada, şemanın sürdürülemez doğası açıkça ortaya çıkar ve çoğu yatırımcı yatırdıkları parayı geri alamaz. Dolandırıcılar genellikle bu aşamada ortadan kaybolur veya hukuki yollardan yakalanırlar.
Ponzi şemasının hayat döngüsü, yatırımcıları nasıl manipüle ettiğini ve neden sonunda kaçınılmaz olarak çöktüğünü gösterir. Bu döngünün anlaşılması, potansiyel yatırımcıların bu tür dolandırıcılıklardan korunmalarına yardımcı olabilir.
Saadet Zinciri Ponzi mi?
Saadet zinciri, Ponzi şemasına benzer bir dolandırıcılık modelidir, ancak aralarında önemli farklar vardır. Her iki model de yatırımcılardan toplanan paraların, daha sonra sisteme katılan başka yatırımcılara ödeme yapmak için kullanılmasına dayanır, ancak işleyiş şekilleri ve yapıları farklıdır.
Ponzi Şeması:
- Ponzi şemasında, yatırımcılara yatırımın gerçek bir iş veya finansal araç tarafından yönetildiği ve bu yatırımın yüksek getiriler sağladığı vaat edilir.
- Getiriler, aslında yeni yatırımcılardan toplanan paralarla ödenir. Yatırımcılara genellikle yatırımın nasıl bu kadar yüksek getiri sağladığı konusunda belirsiz veya yanıltıcı bilgiler verilir.
- Ponzi şeması, genellikle dolandırıcının kendisi tarafından yönetilir ve yatırımcılar genellikle yatırımın gerçek yapısını ve risklerini bilmezler.
Saadet Zinciri:
- Saadet zincirlerinde, katılımcılar doğrudan daha fazla kişiyi sisteme dahil etmekle sorumludur. Yeni katılımcıların giriş ücretleri, sisteme daha önce katılanlara ödeme olarak dağıtılır.
- Katılımcılar genellikle sisteme daha fazla kişi getirme ve bu yeni katılımcıların da aynı şekilde devam etme zorunluluğu altındadır. Bu, bir zincir reaksiyonu oluşturur.
- Saadet zincirleri, genellikle bir ürün veya hizmet satışına dayalı olduğunu iddia eder, ancak bu ürün veya hizmet genellikle gerçek değerden yoksundur veya sadece sistem içindeki para akışını meşrulaştırmak için var gibidir.
Her iki model de sürdürülebilir olmayan finansal yapılar oluşturur ve genellikle çöktüklerinde alt seviyedeki katılımcıların büyük kayıplar yaşamasına neden olur. Ancak, saadet zincirleri, katılımcıların aktif olarak yeni üyeler getirmesi üzerine kurulurken, Ponzi şemasında bu, dolandırıcının kendisi tarafından yönetilen bir süreçtir.
Bir Yatırımın Ponzi Olduğunu Nasıl Anlarız?
Bir yatırım sisteminin Ponzi şeması olup olmadığını anlamak için dikkat edilmesi gereken bazı işaretler ve kırmızı bayraklar vardır. Bu işaretler, genellikle gerçek dışı getiri vaatleri, şeffaflık eksikliği ve sürdürülebilir olmayan iş modellerini içerir. İşte Ponzi şeması olabileceğine dair bazı belirtiler:
- Gerçekçi Olmayan Yüksek Getiri Vaatleri: Eğer bir yatırım, piyasa koşullarına göre anormal derecede yüksek ve riski düşük getiriler vaat ediyorsa, bu bir uyarı işareti olabilir. Özellikle bu getirilerin sürekli ve istikrarlı olması şüphe uyandırıcıdır.
- Şeffaflık Eksikliği: Yatırımın nasıl çalıştığı, paraların nasıl kullanıldığı ve getirilerin nasıl sağlandığı konusunda yeterli bilgi verilmiyorsa, bu bir Ponzi şeması olabileceğinin işaretidir. Şeffaf olmayan yatırım stratejileri ve belirsiz iş modelleri riskli olabilir.
- Yeni Yatırımcı Bağımlılığı: Eğer sistem, yeni yatırımcıların paralarıyla eski yatırımcılara ödeme yapıyorsa, bu bir Ponzi şemasının klasik işaretidir. Yatırım getirilerinin yeni katılımlara bağlı olması, sürdürülebilir bir model değildir.
- Aşırı Tanıtım ve Pazarlama Baskısı: Ponzi şemaları genellikle agresif pazarlama taktikleri ve aşırı tanıtım yoluyla yeni yatırımcıları çekmeye çalışır. Bu tür taktikler, gerçek değerden ziyade hızlı büyümeye odaklanır.
- Düzensizlikler ve Lisanssız İşletmeler: Yasal ve düzenlenmiş yatırım şirketleri genellikle belirli standartlara ve denetimlere tabidir. Eğer bir yatırım platformu düzenleyici kurumlar tarafından lisanslanmamışsa veya düzensizlikler gösteriyorsa, bu bir Ponzi şeması olabileceğinin işaretidir.
- Para Çekme Zorlukları: Eğer yatırımcılar paralarını çekmekte zorlanıyorlarsa veya ödemelerde sürekli gecikmeler yaşanıyorsa, bu sistemin sürdürülebilir olmadığının bir göstergesi olabilir.
- Aşırı Güvenilir Kişilere Dayanma: Ponzi şemaları bazen ünlü veya güvenilir kişiler tarafından desteklenir. Bu kişilerin itibarı, şemanın meşruiyetini artırmak için kullanılır.
Ponzi şeması olup olmadığını anlamak için, her zaman detaylı araştırma yapmak, bağımsız finansal danışmanlara başvurmak ve şüpheli yatırımlardan kaçınmak önemlidir. Eğer bir teklif çok iyi görünüyorsa, genellikle bir yakalama noktası vardır.
Tarihteki Büyük Ponzi Şeması Örnekleri
Tarihte birçok büyük Ponzi şeması yaşanmıştır ve bazıları milyarlarca dolarlık kayıplara neden olmuştur. İşte en bilinen ve etkili Ponzi şeması örnekleri:
- Bernard Madoff’un Ponzi Şeması (2008): Bu, tarihin en büyük Ponzi şeması olarak kabul edilir. Bernard Madoff, yatırımcılara sahte getiri raporları sunarak yıllarca yatırımcıları kandırdı. Şemasının 2008’de çökmesiyle, yatırımcıların 65 milyar dolara kadar kaybettikleri tahmin ediliyor. Madoff, 150 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Charles Ponzi’nin Orijinal Şeması (1920): Bu, Ponzi şemasına adını veren olaydır. Charles Ponzi, uluslararası posta kuponları üzerinden yatırım yaparak kısa sürede büyük karlar vaat etti. Ancak, bu karlar yeni yatırımcıların fonlarıyla ödeniyordu. Şeması, milyonlarca dolar topladıktan sonra çöktü.
- Allen Stanford’un Ponzi Şeması (2009): Stanford, yatırımcılara yüksek getiri vaat eden sahte sertifikalar sattı. Bu şema yaklaşık 7 milyar dolarlık bir dolandırıcılığı kapsıyordu. Stanford, 110 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Tom Petters’ın Ponzi Şeması (2008): Petters, sahte elektronik ürün satışları üzerinden bir Ponzi şeması yürüttü. Yaklaşık 3.7 milyar dolarlık bu dolandırıcılıkla ilişkili olarak, Petters 50 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Lou Pearlman’ın Ponzi Şeması (2008): Müzik prodüktörü ve menajer Lou Pearlman, yatırımcılara yüksek getiri vaat eden sahte hava yolu ve eğlence şirketleri kurdu. Yaklaşık 300 milyon dolar topladı ve 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Bu olaylar, Ponzi şemalarının sadece bireysel yatırımcıları değil, aynı zamanda finansal sistemleri de nasıl etkileyebileceğini göstermektedir. Yatırımcıları etkileyen büyük kayıplar ve bu tür dolandırıcılıkların yol açtığı geniş çaplı güvensizlik, finansal piyasalarda ciddi sonuçlar doğurabilir. Ponzi şemaları, genellikle yalnızca dolandırıcı yakalandığında veya sistem sürdürülemez hale geldiğinde ortaya çıkar.
Ülkemizden Ponzi Şeması Örnekleri
Türkiye’de de Ponzi şeması türünde dolandırıcılıklar yaşanmıştır. Bu tür dolandırıcılıklar, genellikle yüksek getiri vaatleriyle yatırımcıları cezbetmek ve sonrasında yeni yatırımcıların paralarıyla eski yatırımcılara ödeme yapmak şeklinde işlemiştir. İşte Türkiye’den bazı Ponzi şeması örnekleri:
- Çiftlik Bank: Çiftlik Bank, Mehmet Aydın tarafından 2016’da kurulan ve çevrimiçi bir tarım oyunu üzerinden çalışan bir sistemdi. Katılımcılar sanal hayvanlar ve çiftlikler satın alarak yatırım yapıp ve kar payı alacaklarını düşünüyorlardı. Ancak, sistem aslında yeni katılımcıların paralarıyla eski katılımcılara ödeme yapıyordu. 2018’de çöken bu şema, yüz milyonlarca lira değerinde mağduriyet yarattı. “Tosuncuk” lakaplı Mehmet Aydın tarafından yönetilen Çiftlik Bank, yukarıda bahsedildiği üzere, Türkiye’nin en bilinen Ponzi şeması örneklerindendir. Bu olay, hem medya hem de kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve Türkiye’de dijital dolandırıcılığın tehlikelerine dair farkındalığı artırdı.
- Jet Fadıl’ın Projeleri: Fadıl Akgündüz, pek çok mega projeye imza atarak tanınırken, bazı projelerinin tamamlanmadığı ve yatırımcıların mağdur olduğu iddia edildi. Jet Fadıl olarak da bilinen Akgündüz, yüksek getiri vaatleriyle yatırımcı çektiği ve bu projelerin Ponzi şeması niteliğinde olduğu iddialarıyla gündeme geldi.
- Kairos Planet (2014): Bilgisayarların 10 saat açık tutulması halinde binlerce dolar kazanma vaadiyle çalışan Kairos Planet, Türkiye’de 50 bin üyeye ulaşarak 25 milyon dolar topladı. Şirketin Türkiye’de resmi bir kuruluşu olmamasına rağmen, bazı kişiler “lider” olarak tanıtıldı. Çeşitli otel toplantılarıyla üye kazandırılan Kairos’a katılanlar, daha fazla kazanç elde etmek amacıyla evlerini, arabalarını ve altınlarını satarak dahil oldular. Ancak, sisteme katılanlar sonunda dolandırıldıklarını anladılar.
- Titan Saadet Zinciri (1997): Kenan Şeranoğlu tarafından kurulan Titan Saadet Zinciri, 1997 yılında Türkiye’de tanıtıldı. Sisteme giriş 2 bin 400 Alman markıydı ve kısa süre içinde 35 bin üyeye ulaştı. Bu sistem, ürün olmaksızın insanların paradan para kazanmak için dahil olduğu bir yapıydı.
- SAS Enerji (2017): SAS Holding adı altında faaliyet gösteren bu şirket, 13 bin 105 kişiden toplam 639 milyon lira para topladı. Şirketin sahibi Süleyman Aydın’ın intihar ettiği binadan 17 koli içinde 58.5 milyon lira para çıkarıldı. Bu olay, büyük bir saadet zinciri dolandırıcılığını temsil ediyor.
- Hipper AŞ (2018): Hipper AŞ, Muhammed Satıroğlu ve Sadun Kaya tarafından kuruldu. Yerli kripto para olarak tanıtılan Turcoin ile 10 ayda 500 milyon TL toplandı. Şirket, hiçbir zaman BDDK tarafından lisanslı elektronik para ve ödeme kuruluşları arasında yer almadı. Bin 500 TL’lik yatırımla aylık 250 TL kazanç vaat edildi.
- Coinspace (2015): Coinspace, “S-Coin” ve “FirstCoin” isimli kripto paralar ürettiğini iddia ederek, bunların gelecekte çok değerleneceği ve Bitcoin gibi yüksek kazançlar sağlayacağı vaadinde bulundu. 50 bin kişiden 300 milyon euro toplandı.
Ponzi Şeması Oluşturmak Suç mu?
Ponzi şeması Türk Ceza Kanunu’nda doğrudan “Ponzi Şeması” olarak adlandırılmamış olmasına rağmen, bu tür faaliyetler bazı maddeler kapsamında suç teşkil edebilir. Bunlar arasında:
- Dolandırıcılık (TCK m. 157): Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kişileri aldatma ve bu yolla maddi çıkar elde etme.
- Güveni Kötüye Kullanma (TCK m. 155): Kişilere veya kurumlara duyulan güvenin kötüye kullanılması yoluyla maddi çıkar sağlama.
- Nitelikli Dolandırıcılık (TCK m. 158): Belirli koşullar altında işlenen dolandırıcılık suçları için daha ağır cezai yaptırımlar.
Bu maddeler, Ponzi şeması gibi faaliyetlerin cezai yaptırımlarını belirler ve bu tür dolandırıcılık faaliyetlerine karşı yasal önlemler alınmasına olanak tanır. Ponzi şeması, İngiltere, Almanya, ABD, Hollanda ve Rusya gibi birçok ülkede suç teşkil etmektedir. Bu tür finansal dolandırıcılık faaliyetleri, genellikle dolandırıcılık, sahtekarlık, yatırımcıları yanıltma ve bazen de para aklama gibi suçlar kapsamında değerlendirilir. Her bir ülke, bu tür dolandırıcılık faaliyetlerini kendi ceza kanunları ve finansal düzenlemeleri çerçevesinde cezalandırır. Örneğin, ABD’de Ponzi şemaları federal suç olarak kabul edilir ve ciddi cezai yaptırımları vardır. Bu durum, diğer bahsedilen ülkelerde de benzer şekilde ele alınmaktadır.
Bitcoin, Borsa, Fonlar Ponzi mi?
Bitcoin, borsa ve yatırım fonları gibi yeni nesil yatırım araçları Ponzi şemalarından farklıdır çünkü:
- Gerçek Varlıklar ve Piyasalar: Bu yatırım araçları, gerçek varlıklara, şirketlere veya teknolojilere dayanır. Örneğin, hisse senetleri gerçek şirketlerin mülkiyetini temsil eder, Bitcoin ise blockchain teknolojisiyle desteklenen bir kripto paradır.
- Piyasa Dinamikleri: Bu araçların değeri, arz ve talep gibi piyasa dinamikleri tarafından belirlenir. Ponzi şemalarında ise değer, sadece yeni yatırımcıların paralarıyla yapay olarak sürdürülür.
- Düzenleme ve Şeffaflık: Hisse senetleri ve yatırım fonları gibi geleneksel yatırım araçları, finansal düzenleyici kurumlar tarafından denetlenir ve şeffaflıktan yana yükümlülükler taşır. Bitcoin ve diğer kripto paralar da blockchain teknolojisinin doğası gereği şeffaftır.
- Sürdürülebilirlik: Ponzi şemaları, yeni yatırımcıların sürekli akışına bağlı olarak çökmeye mahkumdur. Ancak, borsa ve fonlar gibi yatırım araçları, ekonomik döngüler ve piyasa koşullarına bağlı olarak sürdürülebilir değer yaratma potansiyeline sahiptir.
Bu nedenlerle, Bitcoin, borsa ve fonlar gibi yatırım araçları, Ponzi şemalarının aksine, gerçek değerler ve piyasa mekanizmalarına dayanır ve sürdürülebilir yatırım fırsatları sunar.
Neden Bu Kadar Fazla Ponzi Şeması Var?
- Yüksek Getiri Vaatleri: Ponzi şemaları, genellikle gerçekçi olmayan yüksek getiri vaatleriyle yatırımcıları cezbeder. Bu, özellikle düşük faiz oranları veya ekonomik belirsizlik dönemlerinde cazip görünebilir.
- Bilgi Eksikliği: Yatırımcılar genellikle finansal piyasaların karmaşıklığını tam olarak anlamayabilir ve bu da onları dolandırıcılığa daha açık hale getirebilir.
- İnsan Psikolojisi: İnsanlar, kolay para kazanma fırsatlarına karşı doğal bir eğilime sahiptir. Ponzi şemaları, bu eğilimi istismar ederek insanların karar verme süreçlerini etkiler.
- Sosyal Kanıt ve Baskı: Ponzi şemasına katılan tanıdık kişilerin varlığı, diğerlerini de katılmaya teşvik edebilir. Ayrıca, şemaya katılanların başlangıçta kazanç elde etmesi, diğerlerini de ikna edebilir.
- Düzenleyici Zorluklar: Ponzi şemaları, genellikle yeni ve düzenlenmemiş piyasalarda ortaya çıkar ve bu durum, düzenleyici otoritelerin müdahalesini zorlaştırabilir.
- Teknolojik Gelişmeler: İnternet ve sosyal medya, Ponzi şemalarının hızla yayılmasını ve çok sayıda insanı hedef almasını kolaylaştırır.
Ponzinin Önü Neden Alınamıyor, Ponziler Neden Erken Tespit Edilemiyor?
- Gizlilik ve Yanıltma: Ponzi şemaları genellikle gizli ve yanıltıcı taktiklerle yürütülür. Dolandırıcılar, yatırımların gerçek doğasını gizlemek için karmaşık ve anlaşılması zor yöntemler kullanır.
- Başlangıçtaki “Başarı” Hikayeleri: Ponzi şemaları, başlangıç aşamasında yatırımcılara geri ödemeler yaparak başarılı görünür. Bu, yeni yatırımcıları çeker ve şemanın şüpheli olduğuna dair işaretleri gizler. Şikayet olmayınca otoriteler araştırma gereği duymaz.
- Yatırımcı Psikolojisi: İnsanlar genellikle yüksek getiri vaatlerine inanmak ister. Bu, yatırımcıların olası riskleri görmezden gelmesine ve kritik düşünme yeteneklerinin azalmasına neden olabilir.
- Yeterli Düzenleme ve Denetim Eksikliği: Özellikle yeni ve düzenlenmemiş finansal alanlarda, Ponzi şemalarını tespit etmek ve önlemek için yeterli düzenleyici çerçeveler ve denetim mekanizmaları eksik olabilir.
- Karmaşık Finansal Ürünler: Modern finans piyasaları, karmaşık ürünler ve stratejilerle doludur. Bu karmaşıklık, Ponzi şemalarının gerçek doğasını gizlemeyi kolaylaştırır.
Örnek Ponzi Sistemi Hikayesi: Bilo Bank
Banker Bilo, gerçek bir yatırım fırsatı gibi görünen ancak aslında bir Ponzi şeması olan “Bilo Bank”ın kurucusuydu. Banker Bilo, yatırımcılara %120 gibi astronomik bir kar vaat ederek dikkatleri üzerine çekti. İlk başlarda, yüksek getiri vaatleriyle birçok kişiyi cezbetti ve milyonlarca TL topladı.
Ancak zamanla, Bilo’nun sistemi sürdürülemez hale geldi. Yeni yatırımcı akışı yavaşladı ve kasadaki para azalmaya başladı. Durumun ciddiyetini fark eden Bilo, toplanan parayı alarak Uruguay’a kaçtı. Bu durum, yatırımcıları büyük bir mali krize ve mağduriyete sürükledi.
Banker Bilo’nun hikayesi, yüksek getiri vaatlerinin gerçekçi olmayabileceğini ve yatırımların dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini gösteren bir örnektir. Bu tür dolandırıcılıklar, finansal bilgi ve şüphecilik eksikliğinden faydalanır.
Seviye | Yatırımcı Sayısı | Kişi Başına Yatırım (TL) | Toplam Yatırım (TL) | Kişi Başına Ödeme (TL) | Toplam Ödeme (TL) | Kasada Kalan (TL) |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 1 | 100,000 | 100,000 | 120,000 | 120,000 | -20,000 |
2 | 4 | 100,000 | 400,000 | 120,000 | 480,000 | -100,000 |
3 | 16 | 100,000 | 1,600,000 | 120,000 | 1,920,000 | 580,000 |
4 | 64 | 100,000 | 6,400,000 | 50,000 | 3,200,000 | 3,780,000 |
5 | 256 | 100,000 | 25,600,000 | 0 | 0 | 29,380,000 |
Bu tablo, Ponzi şemasının ilerledikçe nasıl çöktüğünü gösteriyor. 4. seviyedeki yatırımcılara sadece yatırımlarının yarısı ödendi ve 5. seviyedeki yatırımcılara hiç ödeme yapılmadı. Sonuç olarak, sistemin sürdürülemezliği açığa çıktı ve çoğu yatırımcı yatırımlarını kaybetti.
Ayrıca bu tablo ilk üç seviye yatırımcıların bu sistemden kâr ettiğini gösteriyor. Zaten ponzi şemasının en çekici tarafı ve asıl reklamını yapan da bu ilk kademe.
Özet
Ponzi şeması, adını 1920’lerde bu tür bir dolandırıcılığı popülerleştiren Charles Ponzi’den alan, yüksek kar vaadiyle yatırımcıları cezbetmeye dayanan bir finansal dolandırıcılık biçimidir. Bu sistem, yeni katılan yatırımcıların fonlarını kullanarak eski yatırımcılara “kar” ödemeleri yapar. İlk etapta, bu vaat edilen yüksek getiriler, şemayı cazip kılar ve daha fazla yatırımcı çeker. Ancak, şema, yeni yatırımcıların sürekli akışına dayalı olduğu için, bu akış durduğunda veya azaldığında çöker. Ponzi şemaları, dünya çapında birçok mağduriyet yaratmış ve finansal piyasalar üzerinde ciddi etkiler bırakmıştır. Bu tür dolandırıcılık faaliyetleri, Türkiye dahil birçok ülkede dolandırıcılık, sahtekarlık ve bazen para aklama suçları kapsamında değerlendirilir ve bu suçlar için ciddi cezai yaptırımlar bulunmaktadır. Ponzi şemalarının önlenmesi ve erken tespiti, finansal bilinç ve düzenleyici mekanizmaların güçlendirilmesiyle mümkün olabilir.
Bir yanıt yazın